Çorlu Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Çorlu Mutlu Sonlu Masöz

I˙lgilenmiş  gibi  sorular  soruyorlar.  Daha  şimdiden  bu  denli  anlayışlı,  bu  denli  sinsiler  mi? Nate’in hali bu denli belli mi? Janet, “niçin olmasın” diyor. “Peki, niçin hepsinin birden soyu tükenmiş?” Lesje, “Kimse Çorlu Mutlu Sonlu Masöz ne olup bittiğini tam olarak bilmiyor” diye , karşılık veriyor. “zaman içinde dü nya değişti. Yeni koşullar onlara uygun değildi.” Susuyor. “I˙çinde yavru dinozorlar bulunan birkaç yumurta bulduk. Dinozorların yok olmasına yakın, yumurtalar çatlayıp içinden yavrular bile çıkmamış.”

Nancy, Janet’e, “Hava birden çok soğumuş, aptal!” diyor. “Büz Çağı başlamış.” Lesje, “Şey, pek de öyle değil” diye başlıyor ama, derhal susuyor. , Nate’e doğru dönüyor, duraksıyor, bekliyor. Nancy koşup babasının kolunu çekiştiriyor. Nate eğiliyor. Nancy, “Artık mumyaları gö rmek istiyorum” diye fısıldıyor. Janet –babasının çabuk midesi bulanan kızı– karşı çıkacak buna, sonrasında bir uzlaşma sağlanacak, süre akıp gidecek. Çok geçmeden herkes bir gü n daha yaşlanacak.

Çorlu Mutlu Sonlu Masöz

Nate onları iyi mi bırakıp gidebilir? O ö nceden ayarlanmış cumartesi gezintilerine nasıl katlanabilir? Onları  haftada  yalnız bir kere gö rmek: I˙şte  bedeli  bu olacak. Yü rek çarpıntısı. E, nasılsınız bakalım, kızlar? Çok iyi, baba. Yatma süreı anlatılan masallar yok artık, koridorda fakatçsız kovalamacalar, bodrum kapısında sesler yok. Haksızlık bu. Fakat bö yle olacak, ya da başka tü r bir haksızlık olacak. Bozulmamış, el sü rü lmemiş Lesje bir yatak odası kapısının ö nü nde  gö zyaşı   dö kecek.  U¨ zerindeki   parlak  boya  tabakaları   soyulacak,  ince,  kıvrık  cam parçaları dö kü lecek. Kırılmış bir sü s eşyası olacak.

Nate’e ulaşınca, ö lü m saçan ellerinde kıymıklar, Selby Otel’in barında oturup erdemli yaşamı dü şü necek. Şimdikinden daha mı iyi olacak  sanki?  O¨ bü r  içki  çilerle  birlikte  hokey  maçlarını  seyredecek;  onların  kaba,  gü rü ltü lü alkışlarını, haykırışlarını yankılayacak. Erdemli yaşam. Nate’e bunun istenecek tek şey, varılacak tek fakatç olduğunu ö ğretmişlerdi. Artık bunun olabileceğine inanmadığına gö re, niçin hâlâ erdemli bir yaşam sürmeye çabalıyor ki?